Ankara Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanı Seyfettin Aslan’ın BURÇAK ÇORBASI dağıtacağı ile ilgili daveti üzerine son gidişimde o kadar etkilendim, o kadar duygulandım ki. Sanki hasrete bürünmüş gibi büyük bir heyecan ve duygusal bir feyz ile Cuma namazından tam bir saat önce gidip seyretmedik yer bırakmadım cami civarında…
Abdest alınacak yerlerden, tuvaletlerine kadar, cami etrafındaki kitap, seccade ve değişim hac malzemeleri satan dükkanlara kadar. Lokmacı dükkanının telaşını merak edip yaklaştığımda “ Satışımız yok beyefendi “ dediler.
Oysa o kadar çok lokma vardı ki (biraz abartılı olacak ) dağlar kadar. Sonradan öğrendimki o lokmaların hepsi siparişmiş. Caminin içinden gelen vaizin gür sesi ve konuşmasının arasına sıkıştırdığı ayet ve hadisleri dinledikçe ne kadar kendimi maneviyatın girdabına bıraktığımı anlatamam.
Caminin içine bir göz attım ki tıklım tıklım dolu… Caminin etrafı bile dolmaya başlamıştı. Cemaatin etrafını saran sandalyelerde oturan (ehlikeyf olarak gördüğüm) cemaat mensuplarının özürlüler veya başka başka rahatsızları olan bir başka özel cemaat mensupları olduğunu farkettim.
Caminin güney kesimine doğru kolaçan ederken türbenin etrafını saran ve içini tıklım tıklım dolduran insanları görünce çok daha duygulandım. Erkeği-Kadını, yarı açığı-kapalısı, giyim ve kuşamları ile pırıl pırıl kadınların büyük bir haz içinde ellerini açıp dua edişlerini, bazılarının göz yaşlarını tutamayıp ağladıklarını gördükçe ben de galeyana gelip hıçkıra hıçkıra ağladım.
Müezzin ezan okumaya başlayınca bir kenara çekilip dinledim.. Ne güzel bir makam ve ne güzel bir sesti Allah’ım. Ben etrafla ilgilenirken caminin çevresinin tamamen dolduğuna şahit oldum. Yer bulmak için aval aval bakarken cemaatten birisi işaret edip yer gösterdi…
Tam oraya yönelmiştim ki beni yakiynen tanıdığını söyleyen bir cemaat mensubu ayağa kalkıp ceketimden tuttu ve hemen yanına oturttu. Cemaatin bana yardım etmeye kalkışması beni utandırmıştı, ancak aynı zamanda duygulandım da. Bu tablo karşısında tam ağlayacaktım ki abdestimin bozulacağı aklıma geldi. Hutbeyi okuyan hatibin hitabet şekli ne muhteşemdi aman Allah’ım !..
Namaz kıldırması da bir başka huzur verdi bana.. Namazdan sonra arkama baka baka alanı terkederken ücrtsiz lokma dağıtanları gördüm, lokum dağıtanları gördüm, hayır isteyen dilenci türü insanlar bir tane bile yoktu. Ancak hayır toplamaya izin verilenlere bir sehpa oluşturulmuş sıra sıra durumlarını anlatıyorlar , isteyen istediği kadar yardım verebiliyor, yani her şey alenen ve bilinen nitelikte.
Bu arada Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı BURÇAK ÇORBASI sırasına gren binlerce insan ve oluşturulmuş kuyruklar… Her şey bu kadar mı?...
Aslında hayır, ancak bu haftalık bu kadar yetsin, bakarsın gelecek Cuma günü bir başka camide kılarım namazımı ve bir başka izlemimi sunarım Allah nasip ederse.
MEHMET AKYOL